İnsanlar asırlardır, geleceği önceden öğrenmek için astroloji ve benzeri sanatlarla uğraştılar. Son asırlarda ise bu maksat daha çok insan tanımaya, kişisel gelişime doğru evrildi.

 

Astroloji geleceği gösteremez. Sadece birtakım işaretler ve ipuçları verir. Çoğu kez söyledikleri çok ihtimallidir. Buna rağmen birçok astroloji araştırmacısı yeterince çalışılsa tam bir prediksiyon / tam bir tahmin yapılabileceğini zanneder ve ileri sürer.

 

Bu iddiaya bilim de din de karşı çıkıyor.

 

Bilim kanadında, gök cisimleriyle yer olayları arasında ilgi kurulamaması kadar, yapılan ispat yönlü çalışmaların da başarısızlıkla sonuçlanması rol oynadı.

 

Yapay zeka bu tarz astrolojik araştırmaların emrine verilebilseydi acaba bir nebze keskinleşme elde edilebilir miydi?

 

Bence edilemezdi, çünkü yapılabilecek araştırma nedir? Mesela bir açının daha yaşandığı tarihlerin çıkarılıp o zaman nelerin yaşandığına bakılması. Bunu birçok astrolog ve astroloji araştırmacısı yapıyor. Fakat gökyüzü aslında kolay kolay kendini tekrarlamıyor. Tekrarladığını düşündüğümüz açılarda birçok öğe değişik. Tamamen aynısını veya benzerini bulacak kadar geriye gittiğinizde de bilgi verisi yok. Bunlar da ancak mundane yani dünya ve devletler astroloji için geçerli olabilir. Bunun kişisel hayatlarda hemen hiçbir karşılığı yok.

Yaşayacağınız her return, her transit, her tutulum veya yeni ay eşsiz!.. Ufak tefek benzerleri olsa da eşsiz.

 

Din ise gaybı Allah bilir diyerek bütün falcılık, kehanet tarzı çalışmalara karşı çıkıyor. Bilim ve din bu noktada ittifak halinde. Ama buna rağmen İslam âlimlerinden de bu sanat ile meşgul olanlar olmuş.

 

O hâlde, astroloji geleceğe dair kesin ve keskin bir bilgi vermiyorsa, niye astrolojiyle uğraşalım ki?

 

Cevap basit:

 

Yaşanacakları biraz daha hazır karşılamak için…

 

Çünkü astroloji ipucu veriyor, işaret veriyor. Ne olacağını değil, olacak hadisenin rengine dair yorumlar veriyor.

 

Burçların arketipleri yanında Uranüs: Ânî… Satürn: Geciktirici, daraltıcı. Jüpiter: Büyütücü ve geliştirici, gibi… Evler bu olayın, hayatımızın hangi alanında yaşanabileceğine dair bir çerçeve çiziyor.

 

Böylece ne yaşanacağını bilmeseniz de, yönü ve rengi hakkında biraz bilgiye sahip olabiliyorsunuz. Yaşandığında önceden biraz bilgi almış, haberdar olmuş kişi refleksinde olabiliyorsunuz.

 

İnsanların pişman oldukları davranışlar, çoğu kez bir hadiseyle karşılaştıklarında verdikleri reflekslerinde meydana gelir. Ne kadar hazır ise insan, o kadar düşünüp taşınılmış yansıma yapabilir.

 

Bunu ön yargıyla karıştırmayalım. Hazırlık başka peşin hüküm başka.

 

Bunu futbol ile örneklendirirsek, karşı takımın oyun stili, forvetlerinin, kanat oyuncularının alışkanlıkları ve yeteneklerini biliyorsanız ona göre bir savunma kurarsınız. Ama bu takım bizi yener diye ümitsizliğe kapılıyorsanız o sizin oyuna bakışınızdaki problemdir.

 

Astroloji o ipucunu verirken astrolojidir. Fakat sonrasında neler yapılabileceğini söylerken, aslında astroloji araştırmacısı bir psikolog, bir rehber, bir mentör gibidir. Astrolojinin sağladığı bilgiyle kendi kendinize de bir hayat koçu olabilirsiniz.

 

Buna göre;

 

Jüpiter açılarında, aman ayaklarınız yere bassın, aşırı yükselmeyin, bütçenizi zorlamayın gibi uyarılar uygundur.

 

Mars açılarında, lütfen öfkeyle, fevrî ve anî yaklaşmayın, dikkatli olun, acelecilik etmeyin denmesi yerindedir.

 

Satürn açılarında, sabrın sonu selâmettir, bu sefer olmazsa başka sefer olur, bu da geçer ya hu denilebilir.

 

Uranüs’ün içinde olduğu açılarda, sürprizlere açık olun, fakat genel geçer kuralların da önemini unutmayın, marjinalleşmeyin ikazlarına ihtiyaç vardır.

 

Neptün’ün içinde bulunduğu yerleşimlerde, kandırılmaya, zehirlenmeye, boğulmaya karşı dikkat edin. Mistik zenginliğin ve hayallerin tadını çıkarsanız da, işi hayalperestliğe vardırmayın denilmelidir.

 

Güneş’te, Aslan’da, Koç’ta ego,

 

Ay’da, hissiyat ve alınganlıklar,

 

Merkür’de iletişim kazaları, yanlış anlamalar,

 

Venüs’te küçük aşırılıklara karşı dikkate davet edilebilir.

 

Evet, astrolojiyle hem kendinizi ve çevrenizdeki insanları, hem de yaşayacağınız hayatı okumaya, anlamaya, anlamlandırmaya dair bir perspektif kazanırsınız. İsabetli işaret ve ipuçlarını tecrübe ettikçe, bunun basit bir batıl inanç değil, bir meteoroloji raporu veya ekonomi tahmini gibi tam bilimsel olmasa da işe yarar bir imkan olduğunu görürsünüz.

 

İnançlı bir kişi iseniz, hayatın kader denilen plânda nasıl aktığını görürsünüz. Olanların aslında olması gereken şeyler olduğuna dair kabul bile, sizi rahatlatır. Dua, iyilik ve benzeri şeylerle, bu olacak şeylerin ihtimalliliğinden yararlanmanın mümkün olduğunu yani yumuşatılıp yönlendirilebileceğini görürsünüz.

 

 

DİĞER MÜLÂHAZALAR

 

TÜRKÇE METİNLERİ OSMANLICAYA ÇEVİRMEK İSTER MİSİNİZ?