Yay karakteri; inanma ihtiyacını gidermek için üstün körü bir değer sistemine saplanmış, onu kolaycılığına uygun görüp benliğiyle özdeşleştirmişse, çok bilmiş tavırlı bir cahildir. Çünkü benliğinin kibri ve övgüsü için; bir fikir veya inancı benliği ile özdeşleştiren herkes samimiyetsizdir, inanç ve ideali görünümü altında kendisine tapınmaktadır. Benlik her güzel şeyi çirkinleştirdiği gibi inanmayı da doğmacılığa, ikiyüzlülüğe ve ayırımcılığa dönüştürebilmektedir. Yay karakteri inancını benliğine alet ederse, kendisi yapmadığı şeylerle vaaz eden, üstün körü bilgisiyle inançtan soğutan, çıkarcı ve doğmacı bir ortaçağ kilise mensubuna benzer.
Oysa Yay karakteri cömertliğin, hoşgörünün, geniş yürekliliğin ve bilgeliğin çekirdeğidir. Bu çekirdeği olgunlaştıran insan, yüksek erdem ve hikmete, saygı uyandıran bir yüce gönüllüğe erişebilir. Çünkü Yay büyüklük ve üstünlüğün en üst seviyede bilincidir. Kişiyi değerli ve üstün yapan her kemali elde etmek için sınırları olmayan bir zihin varsa bu da onun zihnidir.
Sınırsızca inanmak ve inandığını taşkınca yapmak, Yay’ın abartıcılık ve ölçüsüzlükle suçlanmasına sebep olur. Gerçekten de Yay sınırsız ve ölçüsüzdür, çünkü tedbir almaya gerek duymayacak kadar iyimserdir. İyimserliği güven duygusundaki aşırılıktan kaynaklanır. Bu güven bazen kendisini suçlamak isteyenlere fırsat verecek düşüncesizlikler yapmasına sebep olur. Oysa o iddia edildiği kadar çıkarcı ve bencil değildir. Sadece art niyetsizliğinden kaynaklanan bir saflıkla fırsatlardan yararlanmakta beis görmez. Başkalarının aynı türde davranışını da kolayca hoş görebilir.
Hikmetler
Yay burcu; insan ruhunun bilgi ve deneyimlerini değerlendirmesi, onları mana ve ibrete dönüştürmesinde çok önemi olan bir manevi organımızı temsil eder. Dünya hayatı ve onun katı gerçekleri dediğimiz perdede sahnelenen ibretli oyunların; görünenin ötesinde külli ve mutlak bir manası ve bütünlüğü olduğu gerçeğini bu manevi organımızla sezeriz. Bu kabiliyetimiz sayesinde her bilgi parçası; ilim bütününden bir manaya dönüşür, hikmete erme yolunda bir işaret oluşturur.
Eskiden; modern bilimler böyle bölünüp insan ihtiyaçları için alet konumuna düşmeden önce; her ilim hikmet dilinin birer harfi, hakikatten birer şua yansıtan ayetlerdi. Hikmet anlayışında ilimler kaynaşmış, inanç ve mana bütünü içinde erimişti. Her ilim, aynı manada harflerden yazılmış, insan-kainat ve Allah (c.c.) sırlarına ayna tutmaktaydı. Eski hikmete göre metalleri inceleyen simya ilmi ile tıp ve astronomi kardeşti. Bunların sembolik dille ifade ettiği ve insan metafiziğine dair işaretler mevcuttu. İşte ilmin böyle ince manaları anlatacak şekilde birleştirilerek incelenmesi, Yayın temsil ettiği hikmet arayışına ait bir istidattır.
Yayın temsil ettiği bu kucaklayıcı ve saf inanca dayalı anlama biçimi, bu işaretlerden doğru davranma biçimini, ideal insan kavramını ortaya koymaya yaramaktadır. Mesela metallerin benzetme diliyle anlattığı üstün insan modeli, altın gibidir, çevre şartlarına yüz vermez, kolayca paslanmaz. Kusurlarla malul ve zayıf insanlar bakır, kurşun ve demir gibi metallere benzerler. Onların da ihtiyaç duyuldukları yerler vardır ama, asalet ve üstünlük altına aittir. Bu bakır ve kurşun gibi insanları altına çeviren simya bakışlı insanlara gelince, onlar felsefe taşı denilen sırlı madde gibi, çilelerle elde edilen üstün bir yeteneğe sahiptirler.
Yayın temsil ettiği bir diğer manevi cihaz ise, özgüvene dayalı iyimserlik, hoşgörü ve yeniliklere açıklıktır. Yay karakteri ekseriyetle farklı kültürlerle kaynaşmanın, özgüvenden kaynaklanan hoşgörü içinde farklılıkları birleştirmenin sembolüdür. Kişinin milli, ailevi ve dini bağlılıklarını dengeleyip, kendi değerlerine dışarıdan bakabilecek cesareti duyması, ancak onlara duyduğu büyük güvenle mümkündür. Kendi öz değerine güvenmeyen kişi, kendisine dışarıdan bakmaya yanaşmaz. Bu durum kişinin başka bir şehre taşınması, evlenerek başka bir aileye girmesi gibi sıradan durumlarda da geçerlidir. Böyle kişiler bu seyahati veya yeni girdiği aile ile geçinmeyi büyük sorun olarak görürler. Oysa böylesi deneyimler kişiyi zenginleştirir, geliştirir, daha yüksek ve evrensel değerler geliştirmesini sağlar.
Yayın bedende temsil ettiği mana; genişleme anlamına uygun olarak şişmanlamayı, damarların genişlemesini, kanser ve ur gibi anormal büyümeleri işaret eder. Çoğu zaman iyimser, tasasız hatta biraz da şanslı kişilerde görülen bu gibi rahatsızlıklar, kişinin hayat imtihanını oluşturur. Ayrıca yay ağırlıklı kişilerin uzunca boylu olması, “uzun boyluların saf ve tasasız olduklarına” dair genel kanaate sebep olmuştur. Bir çoklarında bu geçerlidir.
Faziletler
Yay insanı üstün ahlaka, fazilete, civanmertliğe ve kahramanlığa doğuştan inanır. Belki başka karakterler üstün ahlak anlayışını mantık ve göreceliliğe kurban verebilirler ama yay için bu adeta mümkün değildir. Çünkü o erdem ve üstünlüğün varlığına kendi varlığı kadar inanmıştır.
O yüce gönüllülük ve erdem olarak neyi benimsemişse onu gözü peklikle uygulamaya koyar. İnancında samimi, saf yürekli ve dolaysızdır. Tek kusuru olan abartıcılık ve tedbirsizlik yüzünden belki bir sıkıntı çekebilir ama asla inanç zayıflığından dolayı değerlerine sırt çevirmez.
Üstelik çoğu Yay burcunun değer yargıları esnektir, olgunlaşma ve gelişmeye açıktır. Hikmet ve hakikat arayışıyla ideallerini ve değerlerini yükseltir ve zenginleştirir. Yayın dar kafalılıkla bir fikre ve değer sitemine saplanıp kalması, ancak benlik kibrinin saikiyle olabilir. Yada değerlerine esneklik payı katmayı ve onlara dışarıdan bakmayı abartma sebebiyle tutarsızlık ve eyyamcılık kusuruna düşen bir Yay, bunu daha çok ileri görüşlülük zayıflığından, aşırı hoşgörüsünden ve safça iyimserliğinden yapmıştır. Yoksa yayın doğuştan gelme asalet anlayışı, küçük fırsatçılıklara tenezzül etmeyecek kadar müstağniliği esas alır.
İmtihan ve kusurlar
Yayın hayatında iyice araştırmadan inandığı için dolandırılmak, iyimserce hayaller kurduğu için beklentilerinde hayal kırıklığına uğramak eksik olmaz. Bu imtihanlara uğramasının sebebi ise, yüksek beklentilerine fazla zahmet çekmeden ulaşabileceği ümidi ile şansına güvenmesidir. O hayatın gerçeklerine gözünü yumup, hayallere uyacak kadar iyimserdir. Çünkü o kendisini buna layık görmekte, kaderi düzenleyen kuvvetin ona iltimas geçeceğine inanmaktadır. Çünkü o herkesten üstün ve iyidir ve bunun mükafatını görmeyi hak etmektedir!
Elbette Yay kendisini bu yüksek perdeden hülyalardan uyandıracak gerçeklerle kısa zamanda karşılaşır ve kendi gerçeği ile yüzleşir. Bu onun en büyük imtihanı değildir. Onun esas imtihanı bundan sonra kendisine güven duymaya devam etmek üzere neye inanacağına bağlıdır. Eğer özgüvenini düzgün inançla olgunlaştırır, yüce Allah (c.c.)’ tan başkasına bel bağlamayan bir kul olmaktan başka bir onur peşinde koşmazsa, bütün hasletlerini geliştirir, örnek bir insan olur. Yoksa yanlış değerlere sığınıp sahte kibir maskeleri edinirse hayat onu küçük düşürüp kendiyle ve değerleriyle yüzleşmeye devam eder.
Yay burcu karşıt burcu olan ikizlerden dengeleyici özellikler edinebilir. İkizler akıllı, iletişimci ve dost canlısıdır. Bu yapısı sayesinde işlerini danışarak, ileri görüş geliştirerek, ölçüyle ve beceriyle yürütür. Kare burçlardan Başak da işlerini özenle ve görev biliciyle yapma konusunda yaya örnek olmalıdır. Böylece Yayın körü körüne inanarak veya çok bilmişlikle hiç danışmadan burnunun dikine giderek batağa saplanma davranışı dengelenir. Balığın sezgileri de yaya denge getirir. Balık bensizliği sebebiyle sahip olduğu duru görüsü, yayın kibirden kaynaklanan körlüğünü dengeler.
Yay burcundan birçok kişinin bazı manevi yapıları akrebe düşer. Bu durumda yay aşırı inançlılığını akrep kuşkuculuğuyla dengeleme fırsatına sahiptir. Ancak denge olgunlaştırılmazsa aşırı tutkularıyla taşkınlığı birleştirmiş bir tip ortaya çıkar. Oğlak burcuna meyyal bir yay ise sorumluluk duygusuyla dengelenir. Ancak bu karakter manevi bir olgunluk olmazsa kibirli ve despot bir yapı ortaya çıkarır.
Yayın öğrenecekleri
Yayın hayatta öğreneceği en büyük ders, ideallere ulaşmanın kolaycılık ve iyimserce hayalperestlikle mümkün olamayacağıdır. Yüksek hedefler seçmiş her kes gibi Yay da, çok bilmişliği bırakıp danışmalı ve öğrenmeli, iyimserce hayallerini kötümser gerçeklerle dengelemelidir.
Bunlar yayın küçük bir kaç tökezlemede öğrenebileceği kolay derslerdir. Yayın gözden kaçırmaması gereken esas dersi, idealleri ve değerleri konusunda her zorlukta hemen kaçamağa başvurmaması gerektiğidir. Bu davranışı Yayın inancına güvenini sarsarak en büyük kaybını, özgüven zaafını oluşturacaktır. Bunu yaparsa artık Yay bir hiçtir. O, kendi gözünde bir kaypak, bir kaçaktır. Çünkü bu davranışının haklı bir nedeni olduğuna herkesi inandırsa bile kendisini inandıramaz.
Erdemli ve üstün insan olmak bazen sanıldığından daha büyük bir fedakarlık gerektirebilir. Yaya düşen; inancını sınayan bu kayıp ve zorluklardan yılmamak, göstereceği azmin mutlaka büyük bir yardımla mükafatlanacağına inanmaktır. Yay bunu yapabilir.
Yay Burcunun Diğer Burçlarla İlişkileri
Bir yanıt yazın