Oğlak; sorumluluk duygusu ve kendini kısıtlama gücünü, mantıklı ve sebatkar bir şekilde hayata geçirir. O; lafın, kuru fikrin ve hayallerin değil, hayata dokunan gerçeklerin insanıdır. Hayatını güçlü iradesiyle yönlendirmek, böylece her adımını amacına doğru atmak ister. Ancak bu gücünü mantığın dar kalıplarından kurtarıp manevi bir zemine taşımasında yarar vardır. Çünkü bu kadar disiplin ve çaba, geçici dünyevi makamların ve insanların saygı duymasının peşinde harcanmamalıdır. İnsana sabır ve kulluk bilinci, sadece Allah (c.c.) katında beğenilmek ve onun razı olduğu kulları arasında yer edinmek için harcansın diye verilmiştir.

 

Sağlam bir inanç ve değer yargısıyla zenginleşmiş ve olgunlaşmış bir Oğlak, hem Allah (c.c.) katında beğenilen bir kul, hem sağlam değer yargısına sahip kişiler tarafından takdir edilen bir şahsiyet sahibi olabilmek için her şeye sahiptir. Ancak sadece insanlar arasında beğenilmek ve saygı uyandırmak için kendisini olduğundan daha üstün gösterme çabasına düşmüş bir Oğlak, riyakardır, özdeğer duygusundan yoksun ve dar kafalıdır. Kendisini üstün göstermek için ihtiyaç ve arzularını kısıtlayıp durduğu halde hakettiği kadar saygı uyandırmadığını farkeder, insanlardan uzaklaşır, araya soğukluk ve mesafe koyar. Böylece başkalarını küçümseyerek ve için için kınayarak kendine edindiği küçük dünyasında krallık taslar.

 

Kısıtlama ve disiplinde aşırıya kaçan bir Oğlak, hem kendisine karşı hem başkalarına karşı cimridir, hoşgörüsüzdür, korkaktır. Hayatı mantıkçılığın daracık penceresinden görmekte ısrar eder, yüce gönüllülükten gelen cesaret ve cömertliğe erişemez. Bu yüzden de korkuyla karışık yüzeysel bir saygı uyandırabilir ama asla gerçek bir beğeni kazanamaz.

 

Oğlağın bu davranışlarını dengelemesi için, değer yargılarını geliştirebilecek kadar geniş görüşlü olmayı öğrenmesi gerekir. Böylece kısıtlı ve tutucu davranışlarını esnetecek, daha olgun davranışlara sahip olmasını sağlayacak olan erdem duygusuna erişebilir. Erdemin ve üstünlüğün tek yolu, tüm samimiyetinle inandığın gibi davranmaktır.

 

Hikmetler

 

Oğlağın temsil ettiği manevi organımızın insan ruhundaki yeri, Arapça bir kelime olan “akl”ın manasına çok uygundur. Biz bugün aklı zihinsel faaliyetlerimizi yürüttüğümüz organımız olarak tanımaktayız ama aslında akıl kelimesinin kökü, davranışlarını kısıtlamak üzere “devenin dizini bağlamaktan” gelir. Eskiler aklı; kişinin hazlarını ve arzularını kısıtladığı sorumluluk duygusuyla eş tutmuşlardır. Eski felsefede akıl, irade gücü manasında alınmıştır ve tabiatın zıddıdır. Tabiat (yani beden ve ona ait duyumlar, nefsi hayvani)   isteklerini arsızca isterken, oğlağın temsil ettiği sorumluluk duygusu onları toplum ve mantık kurallarına göre kısıtlar.

 

Beyin üzerine araştırmalar yapan bilim adamaları, önceleri ne işe yaradığını anlayamadıkları bir merkezi farkettiler. Beynin ön kısmında bulunan bu merkezin görevi, bir kaza sonucu beyninin bu kısmı hasara uğramış bir kişi sayesinde anlaşıldı. Bu şahıs daha önce son derece normal ve dengeli biri olmasına rağmen, beyninin bu kısmı hasar gördükten sonra çok garip davranmaya başlamıştı. Toplum içinde utanılacak davranışları serbestçe yapıyor, hatta tuvalet ihtiyacını bile giderirken hiç sıkılmıyordu. Utanma duygusunun sadece toplum baskısıyla sonradan oluşan bir kısıtlama mekanizması zanneden ruh bilimciler, insan beyninde hususi bir utanma merkezi bulduklarına şaşırmışlardı.

 

Utanma ve bunun saikiyle kendine hakim olma; insanı ilkel davranışlardan kurtarıp güzelleştiren üstün bir duygudur. Bu duygu olmasa insan her çirkinliği yapar, hayvanlaşır. Hatta insanın aklı ve gücü hayvandan daha yüksek olduğu için, ayette bildirildiği gibi “davranış bakımından hayvandan daha sapık” hale gelir. Bu yüzden Freud’un içgüdüleri normal, onları kısıtlamayı ve disipline etmeyi anormal saydığı anlayışın sonucu olan hedonist ve hayasız toplumun durumu, bugün bütün aklı başında insanları kara kara düşündürmektedir. Kişinin kendini kısıtlaması; kontrol etmesinin ilk basamağıdır ve elzemdir.

 

İslam dini bütün ilahi dinler gibi arzuları kısıtlamayı tavsiye etmiştir. Hatta Rabbimiz müminin kendisine hakim olmaya alışması için orucu emretmiş, Peygamberimiz de “oruç sabrın yarısıdır” buyurmuştur. Arzularını kısıtlayarak disipline edebilen kişiler, kendilerine gerçek manada hakim olabilirler. Bu ise kişiyi birçok sıkıntıdan kurtaracak ve birçok nimete eriştirecek olgunluğun anahtarıdır.

 

Oğlak burcu, bedende kısıtlama manasına uygun olarak, daralma, azalma ve küçülme türünden rahatsızlıkları işaret eder. Damarların daralması, bazı salgıların azalması, bazı organların zayıf ve güdük kalması gibi, rahatsızlıklar, oğlakta bulunan sıkıntılı durumun işaret ettiği olgunlaştırıcı imtihanların konusunu teşkil eder.

 

Oğlak burcu genel olarak boy kısalığı, zayıflık ve ufak tefeklik manasına gelir. Eskiden vücut biçimiyle mizaçlar arasında ilgi kuran ilim^[1] adamları; boy kısalığını; kurnazlık, akıllılık ve yöneticilik işareti sayarlardı. Bazı kişilerde bu durum geçerli olabilmektedir.

 

Faziletler

 

Oğlak burcunun temel kabiliyeti olan sabır, dinimizde en çok övülen bir fazilettir. Dünyevi olduğu gibi uhrevi her başarının da anahtarı sabırdır. Üstelik sabır konusunda bir çok karakterin aksine çok bilinçlidir Oğlak burcu. Bazıları sabrı, başa gelene pasifçe katlanmak, hayatın akışına kendini teslim etmek ve her şeye taviz vermek zannederken, Oğlak sabrın disiplinli çalışma ve azmettiğin mücadelede sebat etmek olduğunu bilir.

 

Ayrıca arzulara erişememe, ihtiyaçlarını karşılayamama durumunda da son derece sabırlıdır Oğlak. Bu sayede çok namuslu, müstağni ve tok gözlüdür. Her çeşit ihtiyacını uzun süre kontrol edebilir, erteleyebilir, hatta gerekiyorsa tamamen vazgeçebilir. Zahidlik ve inzivaya yatkın bir ruh yapısına sahiptir.

 

Utanma duygusu ve namus, doğuştan gelme bir faziletidir. Ailesinin izin vermediği veya toplumun onaylamayacağı bir ilişki kuran oğlağa pek sık rastlanmaz. Hatta evlilik kurumunu tamamen mantık zeminine oturtmak, zevk, duygu ve arzulardan vazgeçmek oğlağa pek zor gelmez. Evlilik veya başka bir ilişkisini tamamen sorumluluk duygusu ve vicdan saikiyle yürüten çok Oğlak kişiliği vardır.

 

Vicdan oğlağın temel kabiliyetindendir. Herkeste potansiyel bir vicdan bulunmasına rağmen, bir çok kişi onun uyarılarına benlik ve arzularının baskısıyla kulak vermez. Oysa Oğlak mantığından sonra vicdanını ikinci danışmanı yapmıştır.

 

Kusurlar ve imtihanlar

 

İnsanların saygı ve beğenisini isteyen Oğlak, manevi bir özdeğer duygusundan yoksunsa, hiçbir zaman istediği saygınlığa kavuşamaz. Hatta bu uğurda kendini ufalayıp eritip yok etse bile. Çünkü insanların beğenisi tutarsızdır. Bazılarının beğenisi için kendini tüketen biri; diğerlerinin kınamasına uğradığı gibi, bu arada rızasını hedeflediği kişilerin de fikir değiştirdiğine şahit olabilir. Çünkü oğlağın katı kuralları ve prensipleri çoğu kişide bulunmaz.

 

Bu yüzden oğlağın kendisi olmayı; samimiyetle, içinden geldiği gibi davranmayı öğrenmesi gerekir. Bu konuda Koç  karakterinden faydalanabilir. Ayrıca oğlağın bastırma mekanizmasının duygularını ve duygusal ihtiyaçlarını yok etmesi tehlikesi vardır. Duygularına kendini bırakmaktan korkan katı mantıkçı Oğlak, karşıt burcu Yengeçten dengeleyici ibretler alabilir. Terazi karakteri ise oğlağa hayatın güzelliklerinden zevk almayı öğretebilir.

 

Bunları zamanla öğrenen Oğlak burcu, kendini hayatın ağır yükleri altında ezmekten vazgeçip, Allah (c.c.)’ a yalvarmayı, ondan af ve afiyet istemeyi öğrenecektir. Zaten oğlağın hayatı; bunu ona öğretecek ağır imtihanlarla ve görevlerle yüklü olacaktır. Ancak o bunu zamanında öğrenmez, çektiği sıkıntılarda bir varlık ve benlik lezzeti duymaya çalışırsa, Allah (c.c.) da onu uyarmak üzere yükünü ağırlaştıracaktır.

 

Allah (c.c.) insana sadece çektiği çileler ve yüklendiği ağır görevler karşılığı olarak değil, tamamen karşılıksız da mükafat verir. Hatta en güçlü ve sabırlı insanın, en büyük çileleri çekip en büyük görevleri başarması, Allah (c.c.)’ ın sonsuz hazinesinde hiçbir artış yapmaz. Tersi de hiçbir şey eksiltmez. Her şey sadece bizim bazı manaların şuuruna varmamız için düzenlenmektedir.

 

Oğlak bunun bilincine varmakta bitişik burcu yaydan yararlanabilir. Zaten birçok oğlağın bazı manevi organları yaya düşer. Böyle Oğlaklar daha itidalli bir yapıdadır. Daha hoşgörülü, iyimser ve geniş fikirlidir. Ancak manevi bir olgunluk kazanmadığı takdirde bu karakter çok kibirli olabilir. Diğer burç olan Kova da oğlağın hiyerarşi bilincini dengeler,  arkadaşlık ve insanlar arası eşitlik duygusu kazandırır. Ancak bu tip olgunlaşmamışsa çok soğuk ve ukala olabilir.

 

Oğlağın öğrenecekleri

 

Oğlak burcu sabır ve disiplinini Allah (c.c.)’ ın bir lütfü görüp, kendi nefsine hiçbir övünme payı ayırmadan ihlasla Allah (c.c.)’ a şükretmeyi öğrenmelidir. Çünkü taşıdığımız her kabiliyet Allah (c.c.)’ ın karşılıksız bağışıdır. Bunları her birimize farklı oranlarda vermek suretiyle onların farkına varmamızı sağlamaktadır. Şüphesiz bize verdiği bazı hasletlere mukabil başkalarına verdiği başka hasletler olacaktır. Ayrıca kişinin bir durum karşısında doğru davranışı sergilemesi, hiçbir zaman kendi iradesiyle değildir. Bazı kişileri güçlü irade nimetine mazhar kılarak kendi irade sıfatının aynası yapmış olsa da, bu tamamen mecazi ve nisbidir. Nitekim aynı kişinin farklı zamanlarda farklı tavırlar göstermesi bunu ispatlar. Bir durum karşısında uygun davranış göstermek, Allah (c.c.)’ ın bizim elimizde yarattığı bir nimet olduğu gibi, uygun duyguları hissetmek de bize indirdiği manevi rızkın parçasıdır.

 

Oğlak kendi karakterini beğenip benimsedikçe farklı deneyimleri engeller. Mesela isteklerini kısıtlama konusunda sabırlı olduğu için kendisini beğendikçe, arzularını tadıp şükretmekten mahrum olmuş olur. Oysa bu namus ve zühdünü kendisini beğenmek ve beğendirmek için kullanmak yerine, Allah (c.c.)’ ın rızasını kazanmak için kullanırsa, Rabbi onu beklemediği nimetlerle mükafatlandırabilir. Nimetlere müstağnilik taslamak ve riyakarca sofuluk yapmak yerine bu nimetlere şükretmek de, onun öğreneceği derslerdendir.

ilm i kıyafet, kişilerin dış görünüş özelliklerinden, huylarını anlamaya çalışmaya dayanır.

 

Oğlak Burcunun Diğer Burçlarla İlişkileri

 

TÜRKÇE METİNLERİ OSMANLICAYA ÇEVİRMEK İSTER MİSİNİZ?