Kova Burcunun İyi ve Kötü Özellikleri

Kova bağımsızca, kendi aklına göre ve baskı altında kalmadan davranmak ister. Kendi haline bırakıldığı zaman ise kurallardan ve sorumluluklardan hoşlanmaz, hayatın gerçeklerine uyum sağlamaz. Asi, soğuk ve güvenilmez davranır. Oysa manevi bir terbiye ile olgunlaşan Kova karakteri, dürüstçe, samimiyetle ve çıkar beklemeksizin doğru davranan, yüksek ahlaka sahip bir kişiliktir. Ancak onun manevi bir yol gösterilmeye uyması, kuşkucu ve eleştirici aklını her yönden tatmin eden hak inancı bulmasıyla mümkündür.

 

Kovaya hiçbir sorumluluk ve kural zorla dayatılmamalıdır. Ona o kural ve görevin hikmeti anlatılmalı, ikna etmek için ise, bu kuralın formalite icabı olarak değil, gerekliliğinden ötürü koyulduğu gösterilmelidir. Duygusal yönü zayıf bir kovanın aslını bilmediği bir şeye teslim olması beklenmemeli, bağımsızlık ruhu da pek tehdit edilmemelidir. Yoksa Kova hırçın bir asi olur çıkar.

 

Kovanın hali bir çoklarına tuhaf gelir. Çünkü o genel geçer değerlere önem vermez, beğenilmeyi önemsemeden istediği gibi davranmak ister. Toplumun değerlerine zıt giyinir, hareket eder, patavatsız davranır. Bunları kabul etmeyen ve onu düzeltmek isteyenlere karşı asidir, yüz çevirip gider. Bu yüzden davranışları umursamasız ve soğuk görülür. Onunla yakınlaşmak isteyenlerin takınacağı tavır, özgürlüğünü tehdit etmeyen arkadaşça bir tavır olmalıdır. O zaman yavaşça uyum sağladığı ve ısındığı görülür.

 

Aslında Kova içten ve adil insan ilişkilerine susamış, arkadaş ve ahbap delisi bir karakterdir. Bu yüzden arkadaş çevresinde kabul edilmeyi ve beğenilmeyi çok önemser. Bir grup tarafından kabul edilmek için onlar gibi giyinmeyi, davranmayı ve onlar arasında erimeyi sever. Bu konuda anne-babası ve büyüklerinin tepkilerini ya umursamaz veya bunlardan hoşlanmadığını çeşitli şekillerde gösterir. Bu da onu sorumsuz ve asi gösteren bir durumdur.

 

Hikmetler

 

Fertler toplumda edindikleri yerle bir kişilik geliştirir, ait olma duygularını tatmin ederler. Bu  duygu, ailelerine, işlerine, toplumsal mevkilerine uygun davranmaya zorlayan, sınırlayıcı bir etkiye sahip olmakla birlikte zaruridir. Günümüzde bu sınırlamaları asgariye indirmeye çalışan bireyci düşünürler, insanların davranışlarını geleneksel kurallara göre değil, içlerinden geldiği gibi seçmeleri gerektiğini söylerler. Ama aslında eski geleneklere karşı çıkanlar da yeni gelenekler icad etmeye mecbur kalmaktadır. Çünkü insanda, topluma ayak uydurma böylece çoğunluk tarafından kabul edilme hissini duymasına sebep olan sosyalleşme ihtiyacı ve duyguları vardır.

 

Modernizm; hümanist düşünceyi bir inanç gibi benimser, insanların kurallarını kendileri koymaları gerektiğini öne sürerek, hiyerarşik kurallara karşı çıkar. Hiyerarşiye dayanan kuralların başında ise din gelir. Çünkü din, bizzat yaratıcının koyduğu kuraldır ve modern anlayışa çok ters gelmektedir. Oysa insan beğenilme ve kabul edilme arzusunu tabi olarak duyduğu için, bazı kuralları benimsemeye yatkın bir ruh halindedir. Bu hissi ortadan kaldırmaya çalışan radikal bir bireyci, çoğu zaman geleneksel değerler ve duyguların yerine bir şey koyar ve kendine buna göre bir tutum geliştirir. Topluma aykırı, ailesiz ve sorumsuz bu kişilerin, gitarlarına, uğurlu formalarına veya bunun gibi bir şeye aşırı bağlılık duyduklarını, kendilerini bazı garip davranış kalıplarına zorladıklarını görürüz. Bunlar Kova karakterinin uç noktada bozulmuş halini yansıtır.

 

Dinimiz, inananlarına; dünyevi işlerinde ilişkilerinde örfe uygun olarak iyi ve yapıcı davranmayı emreder. Bir Kuran kavramı olan örf ve ma’ruf; toplumda her bireyin kendi görevini bilmesi için konulmuş, yüzyıllardır denerek yerleşmiş geleneksel kurum ve kuralları ifade eder. Bunlar her bireye, cinsiyetine yaşına ve durumuna uygun olan görevleri yükler, hakları sağlar. Böylece toplumda huzur veren bir düzen kurulmuş olur. Bu düzen, her ferdin ihtiyaçlarını gidermesini ve kendine bir yer edinmesini de sağladığı için kişilerin ruhsal durumlarına da uygundur.

 

Ancak bu düzen bazen insanın dünyada bulunma gayesini unutturacak kadar boğucu olabilir. Bir çok kişi kendisini dünyevi bir bağlılığa, göreve veya rütine o denli kaptırmıştır ki, sanki başını kaldırıp ben kimim diye sormayı hiç aklına getirmemektedir. Kovanın insan ruhunda temsil ettiği manevi organ, işte bu keskin insanlık ve bireylik bilincidir.

 

İnsanlık ve bireylik bilinci, insanın gerçek bir kul olması ve kainatta bulunuşunun hakikatini kavraması için gerekli bir bilinçtir. Bu bilinç sayesinde insan, akıntıya kapılıp gitmekten kurtulur, başını alışıldık her şeyden çıkarıp bunların üzerindeki hakikati arama çabasına girer. Bu sırada daha önce sorulmamış sorular sorar, kuşkular duyar, eleştiriler getirir. Bu yüzden belki toplumdan dışlanır, kınanır; ama belki de topluma yeni bir yön vermeyi de başarır. Bu asi ruh halinin, kişinin en güzele, iyiye ve doğruya erişmesine olumlu katkıları olacağı muhakkaktır.

 

Beden sağlığında Kova, bir şeyin farklı, tuhaf ve alışılmadık olmasını temsil eder. Bazı organların garip şekilde olması, alışılmadık sayıda veya sırada olması, kovayla ilgili bir sorunu işaret edebilir. Kalbi ve kanı temsil eden Arslanın karşıt burcu olduğu için, kansızlık veya kan kanseri gibi rahatsızlıklar da kovanın ilgili olduğu hastalıklardandır.

 

Faziletler

 

Kova insanı oldukça içten, doğru sözlü ve adildir. Bu faziletlerinin sebebi, onu yalana, riyaya ve ayrımcılığa itecek her şeye karşı içinde duyduğu baş kaldırma duygusudur. Eyyamcılıktan, günü kurtarmak için bazı değerleri göz ardı etmekten nefret eder. Dürüstçe ve içinden geldiği gibi davranır.

 

Asla fanatik bir taraftarlık ve duygusal yoğunluğa kapılmaz, hep soğuk kanlıdır. Bu yüzden bir olaya akılcı tarafsızlığıyla yaklaşmakta zorlanmaz. Adaletle dosdoğru konuşur. Kendi istek ve arzularına karşı da oldukça serin kanlıdır. Tutkuları ve saplantıları olan bir kovaya zor rastlanır. Hayata bir adım yüksekten, alternatif bir bakışla bakar, genel geçer şeylere kapılmaz. Bu da onu günlük geçici değer ve hedefleri abartmaktan alıkor.

 

Kova; vicdanlı ve insancıldır. Gösteriş yapmadan, karşılık beklemeden, içtenlikle iyilik yapar. Yaptığı iyilik veya cömertliği başa kakma ve despotluk aracı yapmayı sevmez. Kimseye ezilmeye dayanamadığı gibi kimseyi ezmeye de çalışmaz. Hatta başkalarının birbirine zorbalık yapmasına karşı çıkar, zayıfın yanında yer alabilir.

 

Başkalarının istek ve beğenilerine karşı içten içe duyarlıdır. Zaten bencillikten ve başkalarını incitmekte nefret eder. Ancak bunun gereğini yerine getirirken bu hissini bir zaaf haline getirmemeyi, kendi şahsiyetini ezdirmemeyi önemser. Kendisi ile başkalarının arasında dahi son derece tarafsız olabilir.

 

Kusurlar ve imtihanlar

 

Kova karakteri, insanı alçaltan ve zavallılaştıran her şeye karşıdır. Ancak karşı olması; körü körüne bir düşünme biçimi olup çıktığı takdirde hiçbir işe yaramayan boş bir itiraz olur. Kovanın her şeye isyan etmek dışında da bir ruh haline ihtiyacı vardır. Bu da inanmaktır.

 

Kova kuşku ve başkaldırmayı temel ruh hali olarak benimsedikçe hiçbir şeye inanmaz olur. Öyle ki evrensel değer yargılarına bile akılcı bir tarafsızlıkla yaklaşabilir, hafife alabilir. Mesela merhamet ve fedakarlığın gerçekten iyi bir şey olup olmadığını tartışmaya kalkabilir, merhamete muhtaç zayıf ve zavallı kişilerin topluma yük olduğunu savunacak kadar mantıkçı kesilir. aslında o bu itirazlarını hayata geçirilsin diye yapmaz. Hatta o hayatın gerçeklerinden biraz kopuk ve umursamasızdır. Mesela kadınların da erkekler gibi çalışması gerektiğini iddia ederken çocukları kimin doğurup büyüteceğine, aile ilişkilerini kimin düzenleyip; yaşlılarla kimin ilgileneceğini çözmüş değildir. O sadece alternatif açıdan bakmaktadır.

 

Tıpkı modern fikir akımları gibi, Kova burcu insanlarının da ayakları yerden kesiktir. Fakat neyse ki onların çoğu bu uçuk fikirlerini hayata geçirmeye çalışmazlar. Çoğu Kova o kadar zayıf bir girişimciliğe ve tarafgirliğe sahiptir ki, kendi fikirlerine karşı bile tarafsızdır ve onların uğruna çaba harcamaya pek yanaşmaz. Ancak böyle garip fikirler nefse hoş geldiği için benimsenerek modernizmin temelini oluşturabilmiştir.

 

Kova burcu insanları sorumluluk ve kuraldan kaçtıkça olmadık dertlere uğrarlar. Annelerinden kaçarken despot kaynanalara, babalarından kaçarken zorba patronlara yakalanırlar. Soğuk, tuhaf ve çok bilmiş tavırları yüzünden ilişkileri gerilimli ve sorunlu olur. Bütün bunlarda kendi kabahatlerini bilecek kadar dürüst ve akıllı olmalarına rağmen, sorunları çözebilecek gücü ve isteği duymazlar. Duygusal açıdan fazla serinkanlı ve tepkisizdirler. Ne düşündükleri anlaşılmaz, ne istediklerini bazen kendileri bile bilmezler. Sadece kaçarlar, her şeyden kaçabilirler. Her türlü anlaşmayı tek taraflı olarak bozabilir, ayrılabilir, açıklama bile yapmadan ortadan kaybolabilirler.

 

Elbette bu durum çok aşırı uçlarda bir kovada görülebilir. Çoğu Kova burçlunun bazı tarafları oğlağa düştüğü için daha sorumluluk sahibi ve pratik oldukları gözlenir. Bunların hayatta hedefleri vardır ve bunlar için sorumluluk yüklenirler. Ama çok katı ve soğukturlar. Bazı kovalar ise Balık burcuna meyyaldir. Bu durumda daha hayal perest ve uçarıdırlar, ama duygusal açıdan daha içten ve sıcaktırlar. Bağlılık ve fedakarlığa da yatkındırlar.

 

Kovanın öğrenecekleri

 

Kova burcu, her kesin kabul edip geçtiği şeyleri lüzumsuz, yararsız ve akıldışı görerek tecrübeye sırtını çevirir. Bu yüzden bir çok Kova anne-babasının tavsiyelerinin önemini ancak, birçok kayıptan sonra veya kendisi evlatlarını büyütüp onlardan benzer şekilde ukalalık gördüğü zaman anlar. Oysa bazı şeyleri tecrübe sahiplerinden öğrenmekte ve onların tavsiyelerine kulak vermekte büyük fayda vardır. Amerika’yı herkesin yeniden keşfetmesinde bir fayda yoktur. Daha önce denenmemiş daha verimli bir yol ve usul bulmak için bile, önce; daha evvel nelerin denendiğinin bilinmesi gerekir.

 

Kova insanı duygusal açıdan serin kanlılık ve bağımsızlık sayesinde bir çok dert ve üzüntüden kurtulduğunu düşünür. Ona göre insanların sığınmak için birini aramaları, yardım istemeleri ve bazı güçlü duygu ve tutkular yaşamaları yanlıştır. Gerçi bu düşüncede haklılık payı büyüktür ama, Allah (c.c.)’ ın insan ruhunda yarattığı tutku, istek ve duygular, büyük meyveler verebilecek çileleri yeşertir. Bu yoğun ve büyük çileleri çekmek, sonunda onun tatlı meyvesini yetiştirecektir. Kovanın, “Neden bu kadar tutkuyla istiyor, seviyor, bağlılık duyuyor” diye itiraz ettiği duygusal insanlar, kovanın hayalini kuramayacağı ruhsal deneyimleri yaşayarak tadarak öğrenirler. Belki Kova hayatta acı çekmez ama tat da almaz. Sadece acının, tadın ve diğer her şeyin üzerinde fikir yürütür.

 

KOVA BURCUNUN İYİ ve KÖTÜ ÖZELLİKLERİ

 

TÜRKÇE METİNLERİ OSMANLICAYA ÇEVİRMEK İSTER MİSİNİZ?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Verified by MonsterInsights