Boğa Burcunun İyi ve Kötü Özellikleri

Boğa burcunun huzur ve güzellik ihtiyacı, barış, hoşgörü ve nezaketini destekler. Kavgadan, kalp kırmaktan ve kaba davranışlardan hiç hoşlanmayan Boğa insanı, sakin ve huzur yayan bir kişiliktir. Kendi işine bakar, başkalarına karışmaz, hatta gerekiyorsa barış ve sükunun devamı için tavizkar davranıp gönüllü olarak uyum gösterir. Hoş görülü ve uzlaşmacıdır, hatta tartışma sevmeyip herkesi tasdik etmesi aptalca bile görülebilir. Bazen tepki gösterilmesi gereken durumlara bile umursamazlıkla bakar. Haksızlık ve zorbalığa karşı tavır koyup, mücadele etmekten kaçınır. Bozuk fikir ve ahlaksızlığı hoş görür, içinde; iyiden yana kötünün karşısında bir taraftarlık duymaz. Bunlar onun risk ve sıkıntıyı sevmemesi, dinginlik ve sükuneti bozmayı göze alamaması sebebiyledir. Oysa yaptığımız şeyler gibi yapmadığımız şeylerden de hesap vereceğiz.

 

Pratik yararlarla, ekonomik dengeyi muhafazaya yönelik davranışlarla meşgul olan Boğa tehlike ve kayıptan kaçar. Bu özellikleri onun aşırı durgun ve umursamasız davranmasına sebep olabilir. Biriktirdiği ve muhafaza etmeye çalıştığı şeyleri bozdurma ve harcamaya yanaşmaz, sabit ve duygusuz davranabilir. Kendisinden bir şey istenip beklenmediği sürece iyi huylu ve nazik iken, bir fedakarlık ve cömertlik beklendiğinde soğuk ve duyarsız olabilir. Bu onun maneviyatlı olmaması, kalıcılığı Allah (c.c.)’ ın rızasında aramaması durumundadır. Maneviyatla zenginleşmiş bir Boğa, israfı sevmez ama birikimini güzel amaçlar için düzenli ve ekonomik bir planlama ile değerlendirir, ihsan ve ikram eder. Güzelliğe karşı doğuştan bir meyil ve açlığı olduğu için, manevi bir yol gösterilme ile kolayca güzel ahlak geliştirebilir.

 

Hikmetler

 

Boğa burcu, beyindeki hipotalamus denilen merkezin görevine benzer bir kabiliyeti temsil eder. Bu merkez, bedenin açlık, susuzluk, üşüme ve terleme gibi ihtiyaçlarını duymasına sebep olan merkezdir. Bedenin gıda, sıvı ve sıcaklık gibi konularda iç dengesini korumakla görevli bu merkez, ihtiyaçları bilince iletir, bunların yeterince alınmasını sağlar. Çünkü vücudun faaliyetleri esnasında bunlar sürekli harcanıp eksiltilmekte, yerine yenilerinin konulması gerekmektedir. Eğer kişide bu merkez bulunmasa, bedende gıda ve su ihtiyacı olduğu, ve kişi güzel bir sofra başında bulunduğu halde açlıktan ölürdü. Bu yüzden ruhumuzda kalıcılık isteyen manevi yapımız ve onun bedenimizdeki karşılığı olan hipotalamus gibi merkezlerimiz olmasaydı, hayatımızı sürdürmemiz mümkün olmazdı.

 

Vücudumuz, bu maddeleri fazlaca bulduğu vakit, daha sonra bulamama ihtimaline karşı bir kısmını biriktirir, depolar. Bellerimizin çevresindeki yağ fazlalığı bundan meydana gelir. Eğer yeterince tüketmez veya gereğinden fazla gıda alırsak bu depolar şişkinleşip hantallaşmamıza sebep olur.

 

Ailelerin, müesseselerin ve hatta ülkelerin bütçesini dengelemeye çalışan kimseler de benzer şekilde hareket ederler. Mümkün olduğunca tükettiğimizden fazlasına sahip olmamızı ve bunları biriktirip zor zamanlar için saklamamızı isterler. Öncelikle ödeme dengesini sağlar, sonra kalanı biriktirip yığmak isterler. Genellikle bu davranış biçimi fahiş kar arzusunu, faiz gibi risksiz kazanç yollarını ortaya çıkarır. Böylece gücü olanlar çok fazla para ve mülk toplamış ve yığmış olurlar. Ancak bu durum piyasadan paranın fazlaca çekilmesini ve ekonomik durgunluğun başlamasını beraberinde getirir. Tıpkı şişmanlayan kişiler gibi ekonomi de hantallaşır, durgunlaşır, üretim ve istihdam durur.

 

İnsan bedeninin yönetilmesi, tıpkı toplumların yönetilmesine benzer. Sanki biri diğerinin modeli gibidir. Bu durum eski hikmet ehlinin de dikkatini çekmiş, insana mikro kozmos, aleme makro kozmos denilmiştir. İslam tasavvufuna bu kavram, “insan küçük bir alem, alem büyük bir insandır” sözüyle girmiştir.  Toplumlar, müesseseler ve insanlar; benzer biçimde varlıklarına kalıcılık kazandırmak için biriktirme ve yığma davranışı gösterirler.

 

İslam bu davranış bozukluğunu, zekatla tedavi eder. Mal ve para insan hayatının araçlarıdır. Fakat günümüzde insan emek ve müşteri kaynağı olarak mal ve paranın bir aracı haline getirilmiştir. Bunun çaresi, mal ve parayı esas amacına, yani insana hizmete döndürmektir. İnsanlığın madde esaretinden kurtulup, gerçek onuruna kavuşması ancak böyle mümkün olabilir.

 

Boğa burcunun yatkınlık taşıdığı temel hastalık, kandaki glikozu glikojene çeviren insülin hormonunun çalışma düzeni ile ilgili hastalık olan diyabettir. Bu hastalık çok durgun ve güvenli bir hayata sahip; bol kalorili ve lezzetli gıdalara düşkün kişilerde daha sık görülür. Kişinin kendi karakterindeki kusurları dengeleyip düzeltmemesinin ilk cezası, kullanma kılavuzuna göre kullanmayıp bozduğu bedeninden gelen hastalık sinyalleridir. Bu durum bütün burçlarda geçerlidir.

 

Faziletler

 

Boğa burcu, ani kararlar vermekten kaçınan var olan huzur ve sükunu kolayca tehlikeye atmayan, her şeyin fayda ve zararını iyice tartıp sonra harekete geçen bir karakterin sembolüdür. Bu özellikleri sebebiyle Boğa burçluların yanlış kararlarda acelecik yaptıkları, gereksiz tepkiler verdikleri ve pişmanlık çektikleri pek görülmez. Acelecilik ve tepkicilik bir çok kalıcı zararın sebebi olabileceği için, bu özellikleri onların önemli bir faziletidir.

 

Boğa bilinci, bozmanın kolay, tamirin ise yeniden yapmak kadar zor olduğunun farkındadır. Sakin ve tedbirlidir. Sorumluluk duyar, güzel ve yararlı davranmayı önemser. Barışı ve nezaketi esas aldığı için, affedici ve hoşgörülüdür. Başkalarını da sakinleştirir, hakkı ve sabrı tavsiye eder. Kendisine yapılan kötülükleri de kin tutmaksızın bağışlar. İyiyle kötünün, güzelle çirkinin farkını çok iyi bilir. Onun affediciliği zihinsel bulanıklık ve şuursuzluktan kaynaklanmaz. Ancak intikamını affedip hoş görerek alır. Çünkü iyilik ve güzelliği bilmenin değil, iyilik ve güzelliği uygulamayla göstermenin önemini sezmektedir. Onun hayat bilinci “olmak ve tatmak” üzerine kuruludur. Boş lafazanlıklara ve ukalalıklara karnı toktur.

 

Bu sessizliği ve dinleyiciliği ahmaklığından, konuşacak sözü olmamasından kaynaklanmaz. Ama o boş sözün ve gereksiz gevezeliğin yararsızlığı konusunda derin bir farkındalığa sahiptir. Lafla hiçbir şey olmadığını bilir, yaşamakla, tatmakla ilgilenir.

 

 Kusurlar ve imtihanlar

 

Boğanın hayatını tatma üzerine bina etmesi, onu başkalarına karşı tepkisizleştirir ve duyarsızlaştırır. Bazen Boğa karakteri kendisi ile o kadar meşguldür ki, etrafında olup biteni umursamaz. Mesela çocuklarından biri diğerine karşı zorbalık yapan bir anne, benden uzak olsunlar da ne yaparlarsa yapsınlar der. Ancak böyle hoş görülüp zorbalığını geliştirmeye imkan bulan çocuk belki bir gün annesini bile dövebilecektir. Bu derece umursamazlık ve tepkisizlik hem zararlı hem ahirette hesap konusudur.

 

Boğanın sükuneti bazen de tembellik ve durgunluğa sebep olur. Arsızca başkalarına yük olan, işlerini gereksiz yere başkalarına yaptıran Boğa karakterleri her yerde görülebilir. Özellikle fedakar yapılı kişileri kullanan; beklentilerini de boşa çıkarıp pişmanlıklarına sebep olan bu tipler, sebep oldukları duygusal yıkıma karşı son derece duyarsız da kalabilmektedirler. Mesela sürekli yakınlarını yardıma çağıran ama onlar kendisini basit sebepleri mazeret gösterip gitmeyen kişiler gibi. Sonra haklı sitem ve şikayetleri sebepsiz huysuzluklar ve tepkiler gibi değerlendirip umursamamak bu burçta görülebilen hatalardandır.

 

Bütün burçlarda bu gibi bir davranış aşırılığı veya duygusal bozukluk meyli vardır. potansiyel halindeki bu meyiller manevi ikazlara kulak verip nefsi terbiye etmekle düzeltilebilir. Allah (c.c.) hiç kimseyi kötü yaratıp kötü ahlaka mahkum etmez. Nefislerdeki eğrilikler, Allah (c.c.)’ ın Rabb (terbiye eden ) isminin tecellisine vesiledir. Yeter ki Allah (c.c.)’ ın terbiyesine girmeyi nefsimize kabul ettirelim.

 

Allah (c.c.) hiçbir kulunu bir burca mahkum yaratmamıştır. Ekseriyetle Boğa burcundan kişilerin bazı manevi organları bitişik Koç burcuna; bazı manevi organları ise diğer komşu olan ikizlere düşer. Diğer burçlara düşen manevi cihazlar da olacaktır.

 

İkizler, boğanın aksine hareketli ve esnektir. Akılca daha işlek, davranışça daha hızlıdır. Manevi bir terbiye ile bu iki burç, iyi bir birliktelik oluşturur. Kişi akıllı, zevkli, uyumlu ve barışçıdır. Yerine göre sakin ve hoşgörülü, yerine göre tedbirli ve aktiftir. Terbiye edilmeyen Boğa+İkizler ise, çıkarını iyi bilen, kurnaz, duygusuz ve hep kendinden bahsedip duran bir tiptir.

 

Boğa burcunun tavizkarlık ve tepkisizliği, karşıt burcu olan Akrepin derin hisleriyle dengelendiğinde yerine göre tepki gösteren ve tavır koyan bir kişilik ortaya çıkabilir. Bu dengenin sağlanması zamanında öğrenilmezse, aşırı davranış şekilleri ortaya çıkabilir. Mesela kişi bir duruma karşı uzun bir süre tepkisiz ve tavizkarken, birden bire her şeyi kökünden koparıp yıkan bir öfke seline kapılır ve sonuçta büyük kayıplara uğrar.

 

Boğa burcu kazanım ve düzenin muhafazasının bilinci olduğu için, kendini uygun bir davranışla dengelemezse korktuğu büyük yıkımlarla ve kayıplarla karşılaşır. Bunun çaresi, mal ve düzenin gerçek manasına ermesi, onları gerçek amacı için kullanıp harcamayı öğrenmesidir.

 

Boğanın öğrenecekleri

 

Boğa burcu değişiklik ve yeniliklere adapte olmakta zorlanır. Özellikle risk taşıyan yenilikler onu çok korkutur. Her şeyi olduğu gibi korumak duygusu, tutucu bir muhafazakarlığa varabilir. Oysa hayatın kanunu her şeyin gelişme ve değişime uymak zorunda olduğu yoksa her şeyin yıpranıp yok olacağını belirlemiştir. Boğa değişmeye, birikimlerin harcanmasına, eldeki mevcudun yenilikler için riske atılmasına alışmalıdır.

 

Her medeniyet önce büyük bir mücadele ve çalışma ile kurulur, sonunda atalet ve hedonizm sebebiyle çöker. Roma’dan Osmanlı’ya her medeniyetin hikayesi bu olduğu gibi her kişi ve müessesenin de sonu budur. Her şey sürekli çaba ile ayakta tutulmaya muhtaçtır. Kendi haline bırakılan her şey bozulur, çöker. Öğrenilenler hatırda tutmaya çalışılmazsa unutulur. Yapılan şeyler tamir edilip yenilenmezse eskir. Ateş beslenmezse söner, su ilave edilip çoğaltılmazsa kuruyup biter. Her şey sürekli çaba ve yenilenme beklemektedir.

 

Boğa da hayattan dinginlik ve huzur beklememeyi öğrenmeli, rahat ve sükunun dünyada işinin olmayacağını bilmelidir. Çalışmak, bir şeyi korumanın da temelidir. Elde edilen her şeyin korunması için de ayrıca çabalamak zorunluluğu vardır.

 

Boğa Burcunun Diğer Burçlarla İlişkileri

 

TÜRKÇE METİNLERİ OSMANLICAYA ÇEVİRMEK İSTER MİSİNİZ?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Verified by MonsterInsights