Astrolojiye ve Burçlara İnanılır mı?

Astrolojide üç yaklaşım:

Astrolojik bilgilerle konuşanların toplamda üç yaklaşımı olduğunu söyleyebiliriz:

  • Kadim / teorik bilgi.

Yıldızlar ilminin insanlık tarihinin derinliklerinden süzülüp gelen kadîm bilgileri var. Babil’e, Batlamyus’a, Orta Çağ astrologlarına uzanan kadim bilgiler. Bunlara Uranüs ve sonrasında keşfedilen gezegen ve astreoidlerin ve geliştirilen tekniklerin bilgisini de ekleyelim.

Sonuçta bir astrolog bunları ezberleyerek, harmanlayarak bir harita hakkında konuşuyor. Teorik bilgiye dayanarak…

Peki bu bilgiler ne kadar güvenilir?

Bu yaklaşım en doğrusu, en otantik olanı gibi gözükse de verimsiz ve isabetsiz bir döngüye saplanabiliyor. Verimsizliği sayısız ihtimali sayıp dökmekten ibaret olması… İsabetsizliği de sonraki maddede bahsedeceğim tecrübelere dayanmıyor olması. Yani âfâkî oluşu…

Hatırlayalım: Ampirizm gelişene kadar dogmatizmin pençesine düşen veya felsefenin diyalektikleriyle ilerlemeye çalışan ilimler nasıl bir kısır döngü içindeydi.

  • Tecrübe / pratik bilgi.

Kadim bilgisi tam veya eksik birinin, bol bol harita inceleyerek, insanları gözlemleyerek, arşivleri kurcalayarak, kendi ve yakınları üzerinde deneyler, testler, kontroller yaparak bizzat oluşturduğu bilgi.

Bu bulguları, kadim bilgiyle harmanladığı ölçüde astrolog daha başarılı ve daha hayata dokunan şeyler söyleyecektir.

Ancak burada mantıkta “anekdotal hata” denilen mantık hatası işlenebiliyor. Gördüğünüz üç tane ay balık üzerinden hüküm verebilir misiniz? Ya onlar bir jenerasyon gezegeninin etkisi altında ise? Hatta ya astroloji dışı bir faktörden besleniyorsa? (Üç Karadenizli veya üç aynı enneagramdan kişi…)

Astrolojiyi henüz idrak edilmemiş bir bilim gibi görenler bilhassa bu gruptadır. Meselâ o seneki tutulmayı incelerken, tarihte o derecede meydana gelmiş tutulmaları ve o dönemde yaşananları araştırırlar.

Açı ve retürnlerini incelemek için kayıtlar tutarlar. İkiz kardeşleri veya aynı tarihte doğan kişileri araştırırlar. Bu açıdan bilgileri daha güvenilirdir.

“Bu böyledir.” Meselâ “Aslan gururludur.” Diye kestirip atmazlar. Çünkü ay ve güneşi aslan olduğu hâlde son derecede mütevâzı bir kişiye rastlamış ve kendi kendilerine “Hayırdır?” diye sormuşlardır.

  • Hissiyat / medyumik bilgi.

Gizli ilimlerle ilgilenenleri, bu uğraşa iten bir sebep olmalı. Bazen bu sebep, kişilerin iç dünyalarında hissettikleri güçlü fısıltılar olabiliyor. Aslında kişinin hisleri kuvvetli. Çoğu örnekte olduğu gibi onlar için yıldızlar, sayılar, harfler veya bir tas su sadece bir tetikleyici. Bu kişilerin teknik bilgilerinin çok kuvvetli olması gerekmiyor. Veya inceledikleri haritanın yerleşimlerine dair tecrübeler, önceye dayanan bilgiler, bulgular biriktirmiş olmaları da gerekmiyor. O anda kalplerinde doğan neyse onu söylüyorlar.

Belki piyasadaki en başarılı astrologlar bu sonuncu gruptandır.

Yan tesir olarak, bazı astrologların marjinal kılık kıyafet tavır ve mesela gotik makyajlarıyla kendilerini bir medyum gibi göstermeye çalışmalarının altında da bu başarı yatmaktadır.

Astrolojiyi bir bilim, henüz tam keşfedilememiş bir araştırma sahası gibi gören rasyonel tipler bu son gruptan hoşlanmazlar.

Ama biraz ilham, biraz hissiyat olmadan hiçbir şey olmaz.

Astroloji bu üç kaynaktan beslenmeli.

Önceki astrologların derleyip aktardığı bilgi.

Bunlardan kendi tecrübe ettiğimiz, sağlamasını yaptığımız ve hatta kendimiz bulduğumuz bulgular.

Ve biraz da altıncı hissimiz…

 

DİĞER MÜLÂHAZALAR

 

TÜRKÇE METİNLERİ OSMANLICAYA ÇEVİRMEK İSTER MİSİNİZ?

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Verified by MonsterInsights